Turkish Journal of Geriatrics 2002 , Vol 5, Issue 4
EDİTÖRE MEKTUP
Hakan YAMAN
Süleyman Demirel Ãœniversitesi, Tıp Fakültesi, Spor HekimliÄŸi A.D. Isparta Sayın Editör, Türkiye\'de saÄŸlığın ölçülmesi konusunun yeterince geliÅŸmemiÅŸ olduÄŸu ve gerektiÄŸi kadar önem verilmediÄŸi bildirilmektedir. Günümüzde sistemlerini ve uygulamalarını örnek aldığımız batı ülkelerinde bu konuya büyük önem verilmektedir (1). Bu baÄŸlamda, Sn. Aydın ve ark.\'nın (2) yapmış oldukları koroner baypasshastalarındaki yaÅŸam kalitesinin ölçülmesine iliÅŸkin çalışma, bu alanı destekleyen bir çalışmadır. Ancak, çalışmada dikkat çeken bazı noktalara dikkat çekmek ve bazı önerilerde bulunmak istiyorum. Ä°nsan bilgi, tutum ve davranışını ölçen testleri kullanırken bazı noktalara dikkat etmek gerekmektedir. Bu noktalara dikkat edildiyse, çalışmanın gereç ve yöntemler bölümünde ayrıntıyla söz edilmelidir (3). Testlerin standart kullanımı gerekmektedir: yani ayrıntılı bir yönerge ile uygulanmalıdır. Ayrıca testi uygulayan kiÅŸiler yeterince bilgi ve beceri sahibi olmalıdır, yoksa test geçersiz olacaktır (4). Test sonuçlan ise, aynı testi almış olan diÄŸer kiÅŸilerin sonuçlanma bakılarak deÄŸerlendirilir. Önceden hazırlanmış normlar varsa onlardan yararlanılır. Normlar ile çalışma örnekleminin aynı özelliklere sahip olmalarına dikkat edilir (4). Ancak Sn. Aydın ve ark.\'nın (2) karşılaÅŸtırmak için kullandıkları norm grubu saÄŸlıklı bir populasyondur. Bu baÄŸlamda yapılan karşılaÅŸtırma geçerli görünmemektedir [bkz kaynak (2)\'deki grafik 1]. Oysa, koroner baypass ve SF-36 kullanımı ile ilgili Türk dilinde yayımlanmış normatif bir çalışma bulunmaktadır (5). Çalışmada kullanılan test, çok geçerli ve güvenilir bir ölçek olsa da, geçerlik ve güvenirlik bakımından test edilmeliydi. Yöntemsel diÄŸer bir sorun ise, teste tabi tutulan hastaların nasıl seçildikleridir. Temsil etmesini arzu ettiÄŸimiz evreni (65 yaÅŸ üstünde ve baypass olan Türk hastalar) temsil edebilmeleri için uygun örneklem alınarak, rasgele yöntemlerle seçilen hastalara bu test uygulanmalıydı (6). Test kullanırken dikkat edilmesi öğütlenen diÄŸer önemli bir nokta testin test popülasyonun kültürel, sosyal ve dil özelliklerini dikkate almasıdır (4). Sn. Aydın ve ark.\'nın (2) çalışmasında bu noktalara ne derecede uydukları anlaşılmamaktadır. SF-36 testinin uyarlaması Pınar (7) tarafından yapılmıştır. Çalışma tasarımlanırken, bu çalışmadan yararlanılabilirdi. Aydın ve ark’nın (2) çalışmayı deÄŸerlendirmek için kullandıkları istatistik yöntemleri de sorunlu görünmektedir. Sonuçlar Student t testi ile yapılmış denmektedir, ancak bulgular kısmında ancak iki eÅŸ arasındaki farkın önemlilik testi ile deÄŸerlendirebilecek parametreler bulunmaktadır. Ayrıca, elde edilen dağılımlar da homojenlikleri açısından şüphelidir. Bir kısmının parametrik test varsayımlarının yerine getirilmediÄŸini düşündürmektedirler (örn. duygu gösterme, sosyal iÅŸlev gibi) (6). Sonra iki yönlü varyans analizinin kullanıldığı söylenmektedir, ancak yazının hiçbir noktasında bu analizin sonucu görülmemektedir. Sonuçların ortalama ve standart sapma olarak verildiÄŸi söylenmektedir, ancak grafik 1 \'de sonuçlar median olarak ifade edilmektedir. Sonuçlar kısmının 2. paragrafın sonunda preoperatif ve postoperatif dönemlerdeki ejeksiyon fraksiyonları arasındaki farka iÅŸaret edilerek, bunun\"...klinik olarak iyileÅŸmenin bir kanıtı\" olduÄŸu ifade edilmektedir. Bunu iddia etmek için iki ejeksiyon fraksiyonu deÄŸeri arasındaki farkın anlamlı olup olmadığını bildirmek gerekir. Ayrıca, ejeksiyon fraksiyonundaki düzelme ancak \"fizyolojik\" bir iyileÅŸmeyi ifade edebilir, \"klinik\" iyileÅŸmeden söz edebilmek için hastanın öznel ve iÅŸlevsel olarak da kendini iyi hissediyor olması gerekir. Sn. Aydın ve ark.\'nın (2) tartışmasının 5. paragrafında \"literatürde de koroner bypass\'ı takiben yaÅŸam kalitesin parametrelerinde belirgin düzelme tespit edilmiÅŸ...\" olmasına iliÅŸkin verilen literatür (8), bu savı destekleyecek yeterlikte olmayıp, sadece uzun bekleme sürelerine maruz kalan hastaların yaÅŸam kalitelerinin daha düşük olduÄŸunu Ä°leri sürmektedir. Tartışmanın 6. paragrafında \"mental saÄŸlık\" ve \"zevk alma\" boyutlarının istatistiksel olarak anlamsız bulunduÄŸu ve kaynak gösterilmeden literatürde buna benzer bulguların olduÄŸu bildirilmektedir ve bunun ameliyat sonrası depresyona baÄŸlandığı belirtilmektedirler. Bunu ileri sürebilmek için, bu çalışmada hastalara depresyonu ölçen bir ölçeÄŸin uygulanması gerekmektedir. Tartışmanın (2) 7. paragrafında \"...Özellikle 65 yaÅŸ üstü grupta koroner baypass operasyonlarının kabul edilebilir risk ve semptomlarında belirgin düzelme ile yapılabildiÄŸi ve hastaların yaÅŸam kalitelerinde de belirgin düzelme olduÄŸu bilinmektedir.\" denmektedir ve kendi çalışma sonuçlan ile uyumlu bulunmaktadır. Ancak bu çalışmada sadece kısıtlı sayıda, geliÅŸigüzel seçilmiÅŸ hastada yaÅŸam kalitesine yönelik bir ölçek uygulanmıştır, operasyonlara baÄŸlı risk ve semptomlara iliÅŸkin azalma incelenmemiÅŸtir. Bu nedenle bu ifade de uygun deÄŸildir.