Turkish Journal of Geriatrics
2000 , Vol 3, Issue 3
EDİTÖRDEN
WHO (Dünya Sağlık Örgütü) yaşlılığı "Çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinin giderek azalması" olarak tanımlamıştır. Dolayısı ile yaşlılara bu dönemlerinde toplumsal ve tıbbi destek sağlayarak yapıcı bir yaklaşım sergileyebiliriz.
Bilindiği gibi birçok sanat, felsefe ve bilim yapıtı 65 yaşın üzerindeki kişilerce yaratılmıştır. Örneğin; fizikçi Max Born (1882-1970)'un 83 yaşında yazdığı "Doğabilimcilerin Sorumluluğu", coğrafyacı Alexander Von Humbolt (1769-1859)'un 89 yaşında kaleme aldığı beş ciltlik "Kosmos", filozof Martin Buber (1878-1965)'in 76 yaşında yazdığı "Diyaloğun Prensipleri Üzerine Dersler", filozof Bertrand Russel (1872-1970)'ın 96 yaşında tamamladığı "Felsefe Sanatı", müzik dehaları Guiseppe Verdi (1813-1901)'nin 80 yaşında yazdığı "Falstaff (Opera)" ve Igor Stravinski (1882-1971)'nin 84 yaşında yazdığı "Dini Mersiyeler" ile 92 yaşında ölene dek üreten Pablo Picasso (1881-1973)'nun eserleri bunlardan sadece birkaçıdır.
Beş duyudakiler başta olmak üzere bazı yetersizliklerin ortaya çıkmasına karşın ilerlemiş yaşın en büyük avantajı "kristalize" yeteneklerin gelişmiş olmasıdır. Bu yetenekler insanın yaşamı boyunca geliştirdiklerinin özüdür, dolayısıyla yaşlılık aktif ve bilinçli bir yaşamın başlangıcı olmalıdır.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Yeşim GÖKÇE-KUTSAL