Turkish Journal of Geriatrics 2002 , Vol 5, Issue 1
Nüfusun Yaşlanmasının İşgücü Arzına Etkisi
Ä°nci KAYHAN KUZGUN
H.Ãœ. Ä°ktisadi ve Ä°dari Bilimler Fakültesi Ä°ktisat Bölümü, Ankara Bir ekonomide mal ve hizmet üretiminde kullanılan üretim faktörlerinden iÅŸgücünün kaynağını, o ülke nüfusu oluÅŸturmaktadır. Bunun yanında ülke nüfusunun yaÅŸ grupları itibari ile dağılımı, ülke nüfusunun ne kadarının iÅŸgücü olarak kullanılabileceÄŸini kabaca ortaya koymakta ve ekonominin iÅŸgücü ile sınırlı olarak üretim potansiyelini belirlemektedir. Bir ekonomide iÅŸgücü piyasasının dışında kalan gruplar olduÄŸu gibi iÅŸgücüne katılımları sınırlı olan gruplar bulunmaktadır. YaÅŸlı nüfus da belli bir yaÅŸa ulaÅŸması nedeni ile ekonomik faaliyetlerin dışında kalan veya iÅŸgücüne katılımları sınırlı olan gruplardan birisidir. Bu nedenle toplam nüfus içinde yaÅŸlı nüfusun payı toplam nüfusun gerçekte ne kadarının mal ve hizmet üretimine katıldığını belirleyen deÄŸiÅŸkenlerden birisidir Toplam nüfus içinde yaÅŸlı nüfusun payının belirlenmesinde tam bir fikir birliÄŸi olmamakla birlikle. 55-65 yaÅŸ grubunun eÅŸik olarak kabul edildiÄŸi görülmektedir, iÅŸgücü piyasası açısından da bu yaÅŸ dilimi esas alınmakta ve bu yaÅŸ eÅŸiÄŸini geçen nüfusun ekonomik faaliyetlerin dışında kaldığı, emekli olduÄŸu varsayılmaktadır. DiÄŸer taraftan yaÅŸ eÅŸiÄŸinin belirlenmesinde her toplumun sosyo-ekonomik özellikleri yanında, iÅŸgücü piyasasının yapısal özellikleri de belirleyici olmaktadır. Ä°ÅŸgücü piyasasında kronik iÅŸsizliÄŸin yaÅŸanıyor olması, iÅŸsizliÄŸe çözüm olarak emeklilik yaşının düşük belirlenmesi, özel ve kamusal emeklilik ödentilerinin hak kazanma ÅŸartları ve miktarı da “yaÅŸ eÅŸiÄŸi "nin belirlenmesinde dikkate alınmaktadır. Günümüzde geliÅŸmiÅŸ ülkeler ile geliÅŸmekle olan ülkelerde iÅŸgücü arzı açısından farklılık bulunmaktadır. Bu farklılık geliÅŸmekte olan ülkelerin genç nüfusa sahip olmalarından, buna karşılık geliÅŸmiÅŸ ülkelerin yaÅŸlı nüfusa sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Bu eÄŸilim daha fazla genç iÅŸgücüne sahip olmaları nedeni ile geliÅŸmekte olan ülkeleri iÅŸgücü arzında öne çıkarmaktadır. Buna karşılık endüstrileÅŸmiÅŸ ülkelerde toplum nüfus içinde yaÅŸlı nüfusun payının artması yanında, bu yaÅŸ, grubunun iÅŸgücüne katılım oranlarındaki düşme bu ülkeleri yetersiz iÅŸgücü arzı sorunu ile karşı karşıya bırakmaktadır. ÖrneÄŸin ABD'de 1950 yılında 65 + yaÅŸ gurubunda iÅŸgücüne katlım oranı yaklaşık %27 iken, bu oran 1987 yılında %11'e düşmüş bulunmaktadır. ABD bu durumda olan tek ülke deÄŸildir. DiÄŸer sanayileÅŸmiÅŸ ülkelerde de yaÅŸlı nüfusun toplam nüfus içindeki payının artması yanında, iÅŸgücüne katılımının da düştüğü görülmektedir. YaÅŸlı nüfusa sahip geliÅŸmiÅŸ ülkeler yeterli iÅŸgücüne arzına sahip deÄŸildirler. Belirli bir dönemde iÅŸgücü arzını belirleyen diÄŸer bir unsur iÅŸgücünün verimliliÄŸidir.YaÅŸlılığın getirdiÄŸi bedensel ve zihinsel yıpranma, yaÅŸlı iÅŸgücünün verimliliÄŸinde düşmelere neden olmakla ve toplam iÅŸgücü arzını kısıtlamaktadır. Bu nedenle yaÅŸlı nüfusun bir ekonomide toplam iÅŸgücü arzı üzerindeki ikinci olumsuz etkisi, yaÅŸlı iÅŸgücünün verimliliÄŸinin daha düşük olmasından kaynaklanmaktadır. Toplam nüfus içinde yaÅŸlı nüfusun payının artması ve yaslı nüfusun iÅŸgücüne katılım oranlarında ki düşüşler, o ülke iÅŸgücü piyasasında iÅŸgücü açığına neden olmakta ve o ülke açısından iÅŸgücü kıt bir üretim faktörü haline gelmektedir. YaÅŸlı nüfusa sahip ekonomilerde yaÅŸanan iÅŸgücü açığının genç nüfusa sahip geliÅŸmekte olan ülkelerden uluslararası iÅŸgücü göçü ile saÄŸlanmaya çalışıldığı görülmektedir. Uluslararası düzeyde iÅŸgücü göçü, çalışma çağındaki nüfustan oluÅŸtuÄŸundan alan ülkenin nüfusunu gençleÅŸtirdiÄŸi de kabul edilmektedir. YaÅŸlı nüfusun payının artması, ekonomik faaliyetlere katılarak mal ve hizmet üreten çalışma çağındaki nüfusu daha fazla çalışarak, yaÅŸlı nüfusun ihtiyaçlarını da karşılamak zorunda bırakmaktadır. Toplam bağımlılık oranını etkileyen tek grup yaÅŸlılar olmamakla birlikte, çalışan iÅŸgücünün çalışmayan yaÅŸlı nüfusu beslemek zorunda kalması, çözümü gereken yeni bir ekonomik sorun olarak algılanmaktadır. ABD' de nüfusun yaÅŸlanmaya baÅŸlaması ile I970'li yılların sonundan itibaren “yaÅŸlı nüfusun desteklenmesinde ekonominin yeterliliÄŸi” kavramı üzerinde durulduÄŸu görülmektedir. Bu kavram özellikle sosyal güvenlik fonlarında yaÅŸanan krizler, iÅŸsizlik ve enflasyon oranındaki artış nedeni ile önem kazanmıştır. Bir ülke de nüfusunun yaÅŸ grupları itibari ile dağılımı, o ülkenin iÅŸgücü arzını belirlemektedir. Ãœlke nüfusunun genç veya yaÅŸlı kiÅŸilerden oluÅŸması, ülkenin makro-ekonomik gücünü belirleyen deÄŸiÅŸkenlerden iÅŸgücü arzı üzerinde etkili olduÄŸu gibi, sonuçta ülkenin gelecekteki ekonomik büyüme potansiyeli üzerinde de etkili olmaktadır.Bu nedenle toplam nüfusun yaÅŸ grupları itibari ile dağılımında zaman içinde meydana gelen deÄŸiÅŸmeler de ekonomik açıdan önem taşımaktadır. Nüfusun yaÅŸlanması sonucu çalışabilecek yaÅŸta ki nüfusun azalması ekonomide iÅŸgücünün kıt bir üretim faktörü haline gelmesine neden olmaktadır. YaÅŸlı nüfusa sahip ülkelerde iÅŸgücü piyasasına giren iÅŸgücünün sayıca azalması yanında, yaÅŸlı iÅŸgücünün verimliliÄŸinin düşük olması da toplam iÅŸgücü arzını azaltmaktadır. DiÄŸer taraftan nüfusun yaÅŸlanması, toplam bağımlılık oranının yükselmesine ve ekonomi üzerinde ek yüke neden olmaktadır. Sonuç olarak nüfusun yaÅŸlanması bir ekonomide iÅŸgücü arzını azaltması yanında, beslenmesi ve bakılması gereken nüfus miktarını arttırması nedeni ile de ekonominin makro-ekonomik performansını olumsuz yönde etkilemektedir.