2Pamukkale Üniversitesi, Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı DENİZLİ Giriş: Bu çalışmanın amacı, 65 yaş üstü bireylerde posturografik düşme riski ile klinik denge testleri arasında ilişki olup olmadığını değerlendirmek ve posturografik düşme indeksinin ayırt edici kapasitesini belirlemekti.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, 65 yaş üstü 220 kişi alındı. Katılımcıların denge ve düşme riski; posturografik düşme riski ve Berg denge testi (BDT), fonksiyonel mobilitesi; Zamanlı Kalk-Yürü Testi (ZKYT), alt ekstremite nöromuskuler fonksiyonu; sandalyeye otur kalk testi (SOKT) ve yaşam kalitesi; Kısa Form-36 (KF-36) kullanılarak değerlendirildi. Hastalar son bir yıl içindeki düşme öyküsüne göre; düşenler ve düşmeyenler olmak üzere, iki gruba ayrıldı.
Bulgular: Çalışmaya alınan bireylerin 78'inde (%35,5) düşme öyküsü varken 142'inde (%64,5), düşme öyküsü yoktu. Düşme öyküsü olanların yaş, posturografik düşme riski, ve ZKYT skorları düşme öyküsü olmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek iken, KF-36 yaşam kalitesinin bazı alt grup skorları, BDT skoru ve SOKT ortalama sayısı ise düşüktü (p<0,05). Posturografik düşme riski ile BDT (r=-0.84) ve SOKT (r=-0.40) arasında negatif korelasyon, ZKYT (r=0.67) ile pozitif korelasyon saptandı (p<0,05). Posturografik düşme riski ile düşme öyküsü arasındaki uyuma bakıldığında ROC eğrisi altında kalan alan 0,818 idi. Bu çalışmada, cut-off değeri 51 ve üzeri alındığında en yüksek Youden indeks skoru 0,508 ile sensitivite %76,9 ve spesifite %73,9 olarak saptandı.
Sonuç: Düşme öyküsü olanların denge, fonksiyonel mobilite, alt ekstremite nöromusküler fonksiyon ve yaşam kalitelerinin düşme öyküsü olmayanlara göre daha kötü olduğu gösterilmiştir. Çalışmada ayrıca posturografik düşme riskinin klinik denge testleri ile anlamlı olarak ilişkili olduğunu ve düşenleri belirlemede iyi ayırt edici kapasitesi sergilediği gösterilmiştir.
Anahtar Kelimeler : Yaşlı; Postural denge; Düşme